hey gidi günler heyyy ... !!!
Bayramlar her ailede oldugu gibi bizim aile içinde tüm sülalenin toplandıgı, nerde olursan ol tek bir evde buluşulan bir yıllık randevu gibiydi .
bu tabi tahmin edersiniz ki ailenin en büyükleri olan babaannem ve dedemlerde gerçekleşirdi.
bilindindik manzaraların yanı sıra o zamanlardan kalan en önemli şey.....
kent miss bonbon
bu bir şeker degildi asla da olmadı.
bu bir hoşgeldin demekti
bu bir tatlı yiyelim tatlı konuşalım demekti
bu bir
bayram demekti .....
o kristal şekerligin içinde adeta bir mücevher gibi parlayan tariş tütün kolanyasının öncüsü niteligini taşıyan bir efsaneydi .
çocuklugumun kimi zaman en kötü kimi zaman en tatlı anılarını barındırıyordu bu şeker.
ilk ne zaman yedin hatırlamıyorum ama bu hadisenin bir bayramda vuku buldugu kesin.
çoook anılarım var bu şekerle çokk.
o kokusu ; özenle temizlenip yıkanmış ( bayram için) kristal şekerligin bir elin içinde bana dogru yaklaşırken bile sanki burnumda tüter,
o uzanan elin içindeki şekerligin üst kapagını bir başka el açarken iki kristalin birbirine çarpmasıyla çıkan sesle ( kapak açılıyor) içimde bir heycan alevlenir ovuçlarcasına elimi daldırdıgım şekerlik dar gelir haşır haşır jelatin seslerinin eşliginde utana sıkıla anca bir tane alır arkasından
''birtane daha al'' sesini bekler ve gülen bir yüzden göz kıpmasınıda alarak birkez daha şekerlige dadanırdım. ve artık o benim elimdedir...
iki bacagımın arasına koyup biraz sıkıştırdıktan sonra iki dizimi ( düşmesin diye) bir başka unutulmaz efsane sahnede yerini alırdı.
t
ariş tütün kolanyası
biz izmirliyiz tabi kolanyamızda izmirden olması kaçınılmazdı. tütün kolanyası çok keskin ama beklenenin aksine şekerli bir kokusu vardı.
şekerler saglamda durmaktayken iki küçük elim birleşmiş damlalar halinde nazikçe avuç içime gelen tütün, kokusuyla şimdiden baş döndürmeye başlamıştır bile. hiç yere akmasın isterdim ellerimi şişeye dahada yaklaştırmam bu yüzdendir belki de.. hemen yüzüme sürerken hızlı bir nefes almak çok hoşuma giderdi .
evet sıra o eşsiz tada gelmişti artık.
iki tarafından kıvrılmış jelatini parmaklarımın arasında ters yöne dogru hızlıca çekmek çok zevk aldıgım bir açış şekli olmuştur hep. o çıkan ses kimi zaman bakışları üzerime çekmeme neden olsada ( hep bir sessizlik olup bana bakarlar ve gülümserlerdi ) vazgeçilmezim olmuştur.
sonra orta bölümünde bulunan dış kısma göre daha alçak çukurdan tutup hopp dilimin üstünde yerini alırdı. ilk temas çok önem arzederdi.
şekerin taze mi bayat mı oldugu burdan anlaşılırdı. eger bir önceki bayramdan kalmışsa dış kısmı hafiften tam çepeçevre yumuşamış olurdu.
yada sert bir çevresi varsa yeni alınmış belkide şekerlikte üste gelmiş olanlardandı.
yumuşamış olanın o dişlerime yapışması muazzam bir sevinç verirdi bana. hiç sebebini çözemedim .ama nitekim o kısmın altı yine o klasik sert bölümle karşılaşırdım.
ahhh ahhh damaklarım hala o tadı arıyor bazen ....
dakikalarca hiç bitmeyen o şeker bayram demekti o şeker o sohbetlerin belki çok güzel gelmesinin sebebiydi .
seni seviyorum
kent miss bonbon.
iyi bayramlar yeniden.